KİMLİKSİZ MEKTUP
Sabah bindiği servisin camlarından dağları izleyerek ücra ilçenin ücra köşesindeki köye, görev yaptığı okula gidiyordu. Dağlar, yalnızlığın türküsünü kulağına fısıldarken o hayallerine bakar gibi dinliyordu. Görevinde ikinci yılını doldurmuş, öğretmenliğinin tazeliğini yaşayamadan okulun tek öğretmeni olarak okula müdür yetkili olmuştu. Okulda küçücük öğrenciler arasında koca bir yalnızlığı her gün parça parça yaşıyordu. Her sabahın ayrı yorgunluğuyla okuluna, yalnızlığına vardı. Sınıfa girdi, çantasını masaya bırakıp derse hazırlık yapıyordu ki on dakika geciken Güldeniz, elinde bir zarf ile kendisine yaklaşıp sessizce uzattı. Zarfın üzerinde çirkin bir el yazısıyla “MİLENA’ya“ yazıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışan Meryem, üzerindeki afallığı atmaya çalışırken Güldeniz yerine geçmişti bile. Meryem , elindeki zarfı çantasının iç cebine yerleştirip dersine geçmiş, ama aklının bir köşesinde o mektup vardı. Cümleler kesik kesik çıkıyor ağzından, öğrencileri